Hepimiz günlük hayatın içinde kayboluyor, önceliklerimiz arasında sıkışıyoruz. Sürekli yoğunuz, her daim bir telaş içindeyiz. Peki, ama neden? Hayat kaçıp giderken üzerimizde sürekli bir şeyleri başarabilme, mükemmel olma baskısıyla yaşamak ve hayatı kendimize zehir etmek neden?
Sanctuary Spa’nın yaptığı bir araştırmaya göre İngiltere’de her 10 kadından 7’si üzerinde mükemmel bir kadın olabilmenin baskısını yaşıyor ve kadınların %80’i kendini yetersiz hissediyormuş.
İngiltere’ye kadar gitmeye gerek yok aslında. Çevremdeki neredeyse tüm kadınlar bir şekilde hayatlarından mutsuz. İş yerinde mobing uygulanan, sevgilisi tarafından sürekli farklı kadınlarla kıyaslanan, Instagram’da kusursuz kareler içinde var olmaya çalışan “kusursuz kadın” iç huzurunu kaybediyor.
Spora gidenler kusursuzluğa attığı adımla övünürken, gitmeyenler vicdanları ve elindeki tatlı arasında büyük savaş halinde. İş stresi ile başa çıkanların kafasını kurcalayan en büyük problem iş yerinde sağlıklı beslenmek, doğru makyaj tekniklerini öğrenerek daha genç görünme çabaları, selülit giderici kremle… Moda ve trendleri yakalama çabasında kaybettiğimiz paralara rağmen bir türlü mutlu olamayışımıza değinmiyorum bile…
Peki, tüm bu kusursuzluk savaşımız kime?
Kendine yalan söyleyenler “Ben kendim için tüm bunları yapıyorum” derken, cesaretini ön plana çıkarabilenler “bakışlarıyla beni tüm bunları yapmaya zorlayanlar için yapıyorum “ diyor.
Modern hayatta mutlu olma savaşımızda kadınları en sert hemcinsleri eleştiriyor ve kıyasıya rekabete sokuyor. Arkadaşlarının mutlu anlarını paylaşmayı pek sevmeyen “kız arkadaşlar” onların zor anlarında dertlerine üzülmeyi tercih ediyor. Kız arkadaşlarının mutsuzluğu bir anda kendi hayatlarına şükretmeleriyle sonlanıyor. Yani aslında sizin o kötü gün dostluğu dediğiniz şey modern hayatta “benden daha mutsuz insanların sıkıntılarını dinleyerek, hayatıma şükredebilirim” konseptine dönüşüyor.
Burada sevgili erkeklere de bir taş geliyor. Kadınları dış görünüşüne, ne giydiğine, sosyal medya paylaşımlarına, dekoltelerindeki cesaret oranına göre, cinsel performansına göre değerlendirmeye devam ettiğiniz sürece ilişkilerdeki düzen maskelerin ardına geçemiyor.
Kaybolan iç huzurumuzu nasıl sobeleyip bulabiliriz?
- Kız arkadaşların senin sadece zor anlarında yer alıp, mutlu anlarını es mi geçiyor?
- Erkek arkadaşın aldığın birkaç kiloyu her fırsatta yüzüne mi vuruyor?
- Erkek arkadaşın senin dışındaki tüm kızların özelliklerini daha büyük bir zevkle mi anlatıyor?
- Sosyal medyada sen yokmuşsun gibi mi davranıyor?
- Sen hayallerinde ilgili konuşurken sözünü kesip ipleri eline mi almayı tercih ediyor?
- Gözlerindeki tükenmişliği görüp, kalbini dolduracak cümleler kurmak yerine sorun yokmuş gibi mi davranıyor?
Sana tavsiyem; Rahatla, Nefes Al ve en önemlisi Bırak Gitsin!
Henüz yorum yok